19 Temmuz 2014 Cumartesi

SEBZERİŞTE



Selamlar Arkadaşlar,

Bloguma girip tarif yazmak istesemde pek vakit bulup bilgisayarın başına oturamıyorum.
Yaptığım yemeklerin fotolarını akıllı telefonla sosyal medyada hemen paylaşabiliyorum
ama tarifi yazmak biraz zaman alıyor. Kusuruma bakmayın....

Size benim çok sevdiğim bir arkadaşımı tanıştırmak istiyorum. Gerçi bir çoğunuz tanıyorsunuz,
Sevgili Tuğba namı diğer MAKARNALÜTFEN...

Tuğba ile ilk defa bir bloger etkinliğinde tanıştım ve o sıcak kişiliği ve samimiyeti ve de Kırklareli'nde olması (malum ben de trakya'lıyım) beni ona bir o kadar yakın hissettirdi.
Böylece arkadaşlığımız, dostluğumuz sosyal medyada başlamış oldu....

Yurt dışında oturmaya başladığımı biliyorsunuz. Eh oraya kargo gönderemiyor tabii:))
Ben de İstanbul'a gelince makarnalütfen e siparişlerimi verdim.
Çok güzel ürünler geldi, yanında hediyeleri de....

Hepsi birbirinden sağlıklı ürünler

Lokum harikaydı

Gelen makarnalardan iki paketini yemeğe gelen arkadaşıma hediye ettim.
Çok ilgisini çekmişti, çok mutlu oldu...
Çünkü Tuğba yaptığı makarnalarda değişik sebzeler kullanıyor.
Özellikle sebze yediremediğimiz çocuklarımıza, makarnaları ile sebze yedirmiş oluyoruz.
Ayrıca çorba karışımları, köfte harcı karışımları, mis gibi reçelleri, sosları ve daha neler neler....
Yani uzun lafın kıstası Sevgili Tuğba'nın sayfası www.makarnalütfen.com u ziyaret edin ve sizin
ilginizi çeken ürünleri bir deneyin derim... hiç pişman olmayacaksınız garanti ederim:))))

Şimdi karışık sebzeli erişteyi nasıl yaptım onu anlatayım....



Malzemeler
2 paket karışık sebzeli erişte (1 paket 250gr)
6-7 su bardağı su (kaynamış su)
tuz
zeytinyağ
Beyaz peynir (ben keçi peyniri kullandım)
bir miktar çedar peyniri

Yapılışı
Geniş bir tencereye zeytinyağımızı döküyoruz ve eriştelerimizi biraz kavuruyoruz.
Suyumuzu ilave ediyoruz, biraz tuz ilavesini unutmayalım.
Pakette yazılan süreyi dikkate alalım. Çok fazla eriştelerimizi haşlamayalım ki lapa olmasın.
Fazla suyunu süzelim ve yine zeytinyağ koyduğumuz tenceremize eriştelerimizi ekleyelim
ve yavaşça karıştıralım. Servis edeceğimiz tabağımıza erişteleri alalım.
Üzerine beyaz peynir ve çedar peynirimizi serpiştirelim ve afiyetle tüketelim.

Bir tabak yetmiyor ikinci, üçüncü tabağı da yiyiyorsunuz:)))
Çok lezzetli bir öğün oluyor eh hem de sağlıklı daha ne olsun.....




10 Temmuz 2014 Perşembe

1 2 3 SEMİZOTU SALATASI


Çok az malzeme ile çok nefis bir salata yapmak ister misiniz?
Hem doyurucu, hem de sağlıklı....


Malzemeler
Semizotu
Yoğurt
Zeytinyağ
İstenirse ceviz

Yapılışı
Semizotunu ayıklayıp, sirkeli su ile yıkayalım, kurutalım.
Yoğurt ve zeytinyağını karıştıralım.
Salata tabağımıza semizotunu küçük parçalar halinde doğrayalım.
Üzerine yoğurdumuzu ve çok az zeytinyağ dökelim.
Biraz ceviz kırıkları serpiştirelim. Ben tabağıma aldığımda cevizle yedim çok yakıştı.:))
Ceviz sonradan aklıma geldi, fotoyu çekmiş bulundum:))





BÖĞÜRTLENLİ LİMONATA






Selam Arkadaşlar,
Şu sıralar şerbetler ve limonatalar ilgi alanıma girdi ve dünden beri birkaç limonata
denemesi yapıyorum.
Dün markette çileklerin yanında iri iri böğürtlenleri görünce hemen yapmak istedim.

Sıcaklarda soğuk soğuk çok iyi geldi. Dün ve bugün çocuklar buzdolabına gidip gelip
içiyorlar. İyi de oluyor en azından sağlıklı bir içecek içmiş oluyorlar.:)))

Bu arada reyhan şerbetini bugün de yaptım soğumasını bekliyorum.:)))

Malzemeler
1 su bardağı böğürtlen (rondodan geçirilmiş)
6 adet lmon suyu
2 su bardağı şeker
1 su bardağı kaynar su
7 su bardağı normal içme suyu
1 yeşil limon rendesi (lime)
1 yeşil limon suyu (lime)

Yapılışı
Böğürtlenleri rondodan geçirelim.
Bir tencerede böğürtlen, limon suları, limon kabuğu rendesi, şeker ve kaynar suyu
şeker eriyinceye kadar kaşıkla karıştıralım.
Normal suyumuzu da ilave edelim ve yarım saat bekletelim.
İnce bir süzgeç yardımıyla limonatamızı süzelim ve şişeye dolduralım.
İçine bir limon dilimi koyalım ve buzdolabında soğutalım.

İçine buz ve nane koyarak servis edelim.
Ben buz kalıplarına böğürtlen koydum çok şık oldu:)))
Damak tadınıza göre sulandırabilirsiniz. Şeker oranı yine sizin tercihinize kalmış.
Afiyetle serin serin tüketelim....




8 Temmuz 2014 Salı

YÖRÜK KEBABI




Yeni bir lezzetle sizleri tanıştırmak istiyorum. Gerçi bu yemeği bilen vardır.
Ben de sevgili arkadaşım Arzu'nun (Vanilins) sayesinde öğrenmiş oldum.
Ailecek çok beğendik;  yaptığım akşam, erkek kardeşim ve nişanlısı cici gelinimiz de
yemeğe gelmişlerdi. Onlarda bayıldılar.  Yani biz ma aile çok sevdik.
Bu güzel yemek artık benim mutfağımın en özel köşesinde olacak,
Arzucum çok teşekkürler canım... Arzu'nun tarifi için tık:)

Tarifin sebzelerinde değişiklikler yaptım ama geneli aynı...

Malzemeler
800 gr kuzu kuşbaşı eti (kasabımıza çok küçük doğratıyoruz)
2 adet kemer patlıcan
3-4 diş sarımsak
2 adet havuç
2 adet domates
2 adet sivri biber
2-3 adet yeşil köy biberi
1 adet büyük boy kuru soğan
1 dolu yemek kaşığı domates/biber salçası
1 paket (500 gr) ev eriştesi
Taze kaşar ve eski kaşar rendesi
Zeytinyağ
tuz,karabiber,kekik
küçük bir tutam maydonoz

Yapılışı
Önce kuzu etimizi yıkıyoruz. (ben yıkıyorum, sizi bilmem)
Bir tencerede biraz zeytinyağ ile kuzu etimizi kavuruyoruz. Suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz.
Çok küçük yemeklik doğradığımız soğan ve sarımsağı ekliyor ve kavurmaya devam ediyoruz.
Küp doğradığımız havucumuzu da ekleyelim ve biraz soteleyelim.
Sırasıyla patlıcan, biber ve domateslerimizi de ekleyelim, karıştıralım.
Salçamızı, tuzumuzu ve baharatlarımızı da ilave edip pişirelim.
Domates su salıyor, kendi suyu ile pişirelim.
Sebzelerimiz yumuşayınca yemeğimizin et kısmı hazır demektir.
Kıydığımız maydanozlarımızıda etimize karıştıralım ve bir kenara alalım.

Eriştelerimizi bir tencerede kaynattığımız tuzlu - zeytinyağlı suyumuza atalım
ve 5-6 dakika haşlayalım.
(ben erişteleri Sarıyer'den ev yapımı, taze aldığım için çok çabuk piştiler)
Suyunu süzelim ve çok hafif yağladığımız borcama alalım.
(ben eriştelere İspanya'da Kaan'ın sevdiği soğan kıtırlarından ekledim)


Eriştelerin üzerine etimizi yayalım,


Ve kaşar rendemizi etimizin her tarafına kaplayalım.


Fırını ızgara bölümünü açalım 200 derecede, önceden ısıttığımız fırında,
15 dakika üzeri kızarana kadar pişirelim.







Nar gibi kızarmış yörük kebabını masanıza gönül rahatlığıyla getirebilirsiniz.
Harika bir lezzet, sıcak sıcak nefis ötesi.... Afiyet olsun.
Yanına bir salata ve şalgam suyu bir tık güzel yapıyor, benden söylemesi...:)))

ÇARGAH RESTAURANT'TAKİ KEYİFLİ İFTAR YEMEĞİ





Merhabalar,
Geçen hafta 4 temmuz akşamı çok keyifli bir iftar yemeğine davetliydim.
İlknur Hanım'a nazik daveti için öncelikle teşekkür ederim.  İstanbul'a gelip
böyle güzel bir  davet alınca ayrıca mutlu oldum. Yurtdışında olunca burada olan etkinliklere
katılamadığım için içimde hep bir özlem oluyordu. Gerçi sosyal medyada bir çoğunu
takip ediyorum ama aynı keyfi vermiyor. Blogger arkadaşlarımın sıcaklığını birebir hissetmek
çok daha keyifli benim için, umarım aynı duyguları onlar da paylaşıyorlardır:))

Neyse gelelim keyif dolu iftar yemeğimize....
İftar daveti Cuma akşamıydı. Ben Zekeriyaköy/Arıköy'de oturuyorum.
Çargah Restaurant İşwest Yenibosna'da olunca, trafik malumunuz ben iftara çok geç kaldım.
Önce çok panik oldum, üzüldüm ama yine de sonuna keyifli fasıla yetişebildim:))

Çargah Restaurant 3000 m2 alan üzerinde kurulmuş. Heybetli bir mekan.
Kurucuları Naif Kibar ve Mehmet Yılmaz'a "Lezzete bir İstanbul imzası" sloganı ile
güzel Gaziantep Mutfağı'nın lezeetlerini bizlerle tanıştırdıkları için çok teşekkürler.
Kendi deyimleri ile, biz İstanbul'lulara "her detayı ile Beste gibi ahenkli bir mekan" armağan
etmişler.
Türk Musikisinden bir makam "ÇARGAH"
Özel vip salonlarının isimleri de makamlardan esinlenilmiş.

Vip salonlarından biri

Ben oraya vardığımda arkadaşlarım yemeklerini yemiş, muhabbeti koyulaştırmışlardı.
Onları görünce sıkıntım geçti, trafiği falan unuttum:))

Bana çok güzel bir tabak geldi. Benim favorim kuzu tandır, patlıcan dolma ve içli köfte oldu,
ben bayıldım. İftarın başına  yetişemediğim için başlangıçların fotoları da yok ne yazık ki...










Tatlılar benim en bi sevdiğim olduğu için keyifle yedim, çok lezeetliydiler ama:))

Yemek sonrası mekan kurucularından Sn.Naif Kibar eşliğinde restaurantı keşfe çıktık.
Çok büyük bir mekan ve bir o kadar ferah ferah.... Aslında her şey düşünülmüş,
çocuklar için güzel bir oyun alanı, özel toplantılar için Vip salonları, güzel fasıllar için şark odası...
Ben en çok  şark odasını beğendim. Bana çok sıcak ve samimi geldi...

çocuk oyun odası


Şark odası avizeleri çok güzeldi

Şark odasındaki gaz lambası


Memleket türküleriyle çok keyifli bir fasıl yapıldı, çaylar içildi.
Uzun zamandır böyle keyifli bir gece geçirmemiştim.
Arkadaşlar ve samimi bir ortam insana ne iyi geliyormuş.
Benim için doğum günü hediyesi oldu:)
(5 temmuz benim doğum günümdü.)








Ben, Büşra ve Emel

İlknur'un Dünyası ve ben

Blogger arkadaşlarla gecenin sonu

Önceden tanıdığım ve o gece tanıştığım blogger arkadaşlarımla birlikte olmak bana çok iyi geldi.
Özlemişim arkadaşlarımı...:) böyle etkinlikleri...:)
Bu keyifli geceyi yaşama fırsatını sunan İlknur'un Dünyası sayfasının sahibesi İlknur Hanıma
ve güzel lezzetlerini bizlerle tanıştıran  Çargah Restaurant kurucularına çok teşekkür ederim.

Gece sonunda bizleri bir Osmanlı geleneği olan diş kirası ile uğurlamaları da beni
ayrıca şaşırttı,memnun etti.

Sevdiklerinizi alın ve gidin güzel Gaziantep Lezzetlerinin sizlerde tadına bakın,
pişman olmazsınız...
Sevgiyle...:)



Diş kiramız ..Eve gelince tatlılar oğlumun onayından geçti:)

Knorr ve Ünilever'e de teşekkürler:))


Çargah restaurant

Telefon: +90 212 397 22 12 (pbx)
Faks: +90 212 397 22 13

Adres: Yenibosna Merkez Mh. Değirmenbahçe Cd. No: 17A1-11
Basın Ekspres Yolu
İstWest Meydan
Yenibosna / Bahçelievler

    Facebook  /cargahrestoran
      Tweeter @cargahrestoran

3 Temmuz 2014 Perşembe

REYHAN ŞERBETİ



Merhabalar,
Bugün ramazanın 6.günü... Oruç tutan tutmayan herkesin ramazanı hayırlı olsun.
Oruç tutanlara allah kolaylık versin, yazın oruç tutmak bu sıcaklarda ve uzun bir gün de
benim için çok zor.... Gerçi çocukken hatırlıyorum, ortaokul sıraları herhalde, okul tatil
olduktan sonra ramazan başlardı. Biz bir kaç arkadaş oruç tutardık. Yaz tatili köye giderdik.
Kuzenler birlikte olurduk. Sahura kalkmak rahmetli babaannemin yaptığı katmerleri yemek
acayip güzel gelirdi. Bayram sabahı erken kalkıp, Rahmetli dedemin camiden gelişini beklemek
ve bayram sofrasına büyük kalabalık bir aile ile oturmak ne güzeldi...
Güzel bir çocukluk geçirmişim şimdi farkına varıyorum....

Ramazanın olmazsa olmazı şerbetler, kompostalar hele de sıcaksa vazgeçilmezi oluyor.
Bir kaç gündür takip ettiğim bloglarda Reyhan şerbeti görüyorum.
Hiç daha önce yapmadım ve tadını bilmiyorum. Ama rengine bayıldım ve denemek istedim.

Ihlamurcum Dilek Hanımın paylaşımı dikkatimi çekti ve geçen hafta büyük bir hevesle ve
özlemle gittiğim Sarıyer pazarından bütün yeşilliklerden aldım. Reyhan da aldım tabii...
Yurtdışından geleli 12 gün olmuş bu arada....

Dün denemeye başladım. Denemeye başladım diyorum çünkü iki kez denedim ve ikincisinde
başarılı oldum:)))

İlk denememde kaynar suyu cam sürahiye boşaltınca sürahi bir patladı...
Bir an korktum ve heryer su oldu tabi...  Nazar diyelim, nazar çıkmıştır herhalde:)))
Neyse ikinci denemeyi de yaptım, çünkü bu şerbeti yapacaktım kesin...
Bu sefer tedbiri elden bırakmadım ve çelik tencerede demlendirdim reyhanları...

Biz sevdik bu şerbeti yapımı çok olaylı olsada sonucu güzeldi...

Sizlerde denerseniz dikkati elden bırakmayın benden söylemesi...:)))


Reyhan şerbetini ilk Ihlamurcum da görsem de tarif Pembe Kekik bloğuna ait...
Ben de Pembe Kekik ne derse onu yaptım:))) Malzeme miktarını değiştirdim sadece..


Malzemeler
1 demet reyhan (mor renkli, güzel kokulu)
2 lt den biraz az kaynar su (7 su bardağı kadar)
10 yemek kaşığı toz şeker (ben şekeri az kullandım)
1 adet limonun suyu
1 adet limon kabuğu rendesi (rendenin ince kısmı)
1 çay kaşığı limon tuzu

Yapılışı
Önce reyhanlarımızın yapraklarını ayırıp iyice yıkayalım.
Ben yaprakları salata kurutucusunda kuruttum.
Bir sürahi ya da tencereye yaprakları yerleştirelim.
Üzerine toz şekeri, limon suyunu, limon kabuğu rendesini ve limon tuzunu ilave edelim.
Kaynar suyumuzu da üzerine dökelim ve şeker eriyene kadar kaşıkla karıştıralım.
Tencerenin kabağını kapatalım ve soğuyana kadar bekletelim.
Şerbet soğuduktan sonra ince bir süzgeçle yada tülbent yardımıyla cam sürahiye süzelim.
Buzdolabına kaldıralım ve soğutalım.
Buz parçaları ve limon dilimiyle servis edebiliriz.

Tadı nasıl derseniz, reyhanın mis kokusu ve limonun ferahlıyla güzel içimli bir limonata gibi....

Afiyetle...



İlk denememde cam sürahi patladı





İkinci denemem tencerede oldu


19 Haziran 2014 Perşembe

ÇİLEKLİ MAGNOLİA PUDİNG





Selam arkadaşlar,
Pudingi yapalı bir ay oldu sanırım ama buraya şimdi zaman bulup tarifini yükleyebiliyorum.
Tarif takip ettiğim bütün yemek bloglarında mevcut aslında... 
Benim blogumda da olmazsa olmazdı:)))
Biz sevdik umarım sizlerde deneyip seversiniz.

Bu arada biz yaz tatili için Cumartesi günü İstanbul'a geliyoruz. 
Eylül'e kadar hasret gidereceğiz. Fırsat bulup yeni tarifler ekleyebilirmiyim bilmiyorum.
Şimdiden herkese keyifli tatiller diliyorum... Sevgiyle:)))


Malzemeler
1 lt süt (ben yağsız süt kullandım)
4 yemek kaşığı un (tepeleme
1 su bardağından 2 parmak eksik toz şeker (12 yemek kaşığı)
1 yumurta
2 çay bardağı krema
2 paket vanilya
Süslemek için çilek 
1 Paket bisküvi (petibör kullandım, istediğiniz bisküvi olur)

Yapılışı
Sütü bir tencereye alalım, yumurta ve unu ekleyip karıştıralım.
Tencereyi ocağa alıp muhallebi kıvamını alana kadar karıştırarak pişirelim.
Koyulaşınca ocaktan alıp kremayı ve vanilyayı ekleyelim.
İyice çırpalım. Bisküvileri rondodan geçirelim.
Pudingimizden bir miktar servis bardağımıza koyalım. Üzerine bir miktar bisküvi kırığı
ve çilek yerleştirelim. Bu işlemi bardak dolana kadar devam edelim. Çilek ile süsleyip
diğer bardaklarımıza geçelim.....
İster ılık, ister soğuk servis edelim. 
Bizimkiler ılık sevdikleri için buzdolabında soğutmadan tükettik.
Afiyet olsun....





7 Haziran 2014 Cumartesi

KABAKLI TUZLU KEK



Bu tarifi Sayın Şef Gülhan Kara'nın Tatlı tuzlu hamur işleriyle Çay saati kitabından yaptım.
Çok leziz oldu. Ufak filizce dokunuşlarla tabii :)))

Malzemeler
2 adet büyükçe kabak
Dereotu (burada bulamıyorum ama siz kullanın, kabağa çok yakışıyor)
1 su bardağı sıvıyağ
4 adet yumurta
1 su bardağı yoğurt
bir miktar beyaz peynir rendesi
1çay kaşığı tuz (peyniriniz tuzluysa, tuzu ayarlayın)
1 paket kabartma tozu
1 paket karbonat
bir miktar kuru nane ve kuru maydanoz
3 su bardağı  un

Yapılışı
Kabakları iyice yıkayalım, kurulayalım ve soymadan iri rendeleyelim.
Ayrı bir kapta yumurtaları çırparak kapartalım. Sıvı karışımları ekleyelim.
Unu yavaş yavaş eleyerek ilave edelim. Baharatları, peyniri,kabartma tozu ve karbonatı da
ekleyip iyice karıştıralım.
Koyu bir kek kıvamında hamur olacak.
Kabaklarımızı elimizle iyice sıkarak hamurumuza ekleyelim. (sıkmazsak hamurumuz çok sulanır)
Spatula yada tahta kaşık ile kabaklarımızı hamurumuza özleştirelim.
Hamur sıvılaşırsa az miktarda un ilavesi yapabiliriz.

Yağlı kağıt serdiğimiz kek kalıbına dökelim ve 180-200 derece önceden ısıttığımız fırında
30-35 dakika pişirelim. Kürdanla kontrolü unutmayalım.
Soğuduktan sonra kalıptan çıkaralım ve ılık servis edelim.
Afiyet olsun.










21 Mayıs 2014 Çarşamba

TAHİNLİ KURABİYE





Geçen cuma günü yapmıştım tahinli kurabiyeyi. Buradaki arkadaşlarım için.
Daha öncede bahsettiğim gibi burada 3 türk ailesiyiz. Geçen hafta üçümüzün eşide seyahatteydi.
Cuma okul çıkışı bizim evde akşam yemeğimizi birlikte yedik.
Benim için iyi oldu, yemek yaparak geçen haftanın, üzüntüsünden biraz olsun çıktım diyebilirim.

Soma'da yitirdiğimiz vatandaşlarımıza Allahtan rahmet ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Ateş düştüğü yeri yakıyor.... Öğrendiğim salı gününden beri tv'nin karşısından kalkamadım.
Yüreğim kanadı,  boğazımda bir düğüm, gözüm yaşlı olanlara kızarak izledim yayınları....
Çok kötü bir acı, telafisi mümkün değil. İnsana değer vermeyi öğrenirsek, işçi güvenliğine
önem verirsek bu acıları bir daha yaşamayız inşallah...
Pek inanmasamda ümit etmek istiyorum....




Tahinli lezzetleri seven biri olarak Kendimce Yemek sayfasında gördüğüm ilk günden beri
aklımdaydı. Kısmet bu güneymiş....

Malzemeler
1 su bardağı tahin
1 çay bardağı sıvıyağ
1 su pardağı pudra şekeri
1 su bardağı çekilmiş ceviz ve fındık karışımı
2,5 - 3 su bardağı un


Yapılışı
Tahin, sıvıyağı ve pudra şekerini birbirine iyice karışması için çırpıcı ile çırpalım.
Çekilmiş ceviz ve fındık karışımını ekleyelim. Unu yavaş yavaş ilave edip hamurumuzu
yoğuralım. Hamur çok çabuk toparlanıyor. Yumuşak ve güzel kokan bir hamur oluyor.
İstediğimiz büyüklükte parçalar koparıp elimizde yuvarlayalım.
Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine dizelim. Önceden ısıttığımız 180 derecelik fırında
yaklaşık 25 - 30 dakika çok fazla kızartmadan pişirelim. Fırın tepsisinde dinlendirip
servis edelim.  Afiyet olsun....

Biz yemek sonrası çayın yanında yedik ve çok yememek için kendimizi zor tuttuk:)))